Türkçe de çok sık kullandığımız deyimlerden birisi de “ Marifet iltifata bağlıdır.” deyimidir. Doğru, ama her zaman değil.

Hayatımız boyunca bir çok işi iltifat beklemeden yaparız veya yapıldığına  tanık oluruz.Buna çok güzel bir örneğine son iki yılda  çok yakından tanık olduk.

Yaşamın her safhasında yaptıkları çalışmalar  takdir edilmesi gereken sağlık çalışanlarının pandemi döneminde yaptıkları çalışmaların karşılığını hangi iltifat karşılayabilir?

Hangimiz bir kaç kuruş maddi karşılık veya alacağı bir teşekkür, bir başarı belgesi ya da duyacağı bir kaç güzel söz için hayatını tehlikeye atar?

Hem de  haftalar, aylar boyu çoluk çocuğundan anne babasından kısacası sevdiklerinden ayrı kalarak. Üstelik büyük ölçüde de toplumdan dışlanarak. O günleri bir daha hatırlayalım ve itiraf edelim.

Pandeminin  etkili olduğu günlerde bir sağlık personelini gördüğünde karşılaşmamak için yolunu değiştirenler vardı. Sağlık personelinden yaşamlarını sürdürdükleri apartmanlarının asansörlerini kullanmamaları istendiğini o dönemlerde çok duyduk.

Hatta hiç unutmam pandeminin etkisini yoğun bir şekilde sürdürdüğü dönemde İl Sağlık Müdürü sevgili kardeşim Dr .Erol Emre Ömürle yaptığım bir Tv programının ertesi günü adı bende saklı kalsın karşılaştığım bir hemşerimizin bilinçli olarak benden uzak durarak konuştuğuna şahit olduğumda bunun nedenini sordum.Aldığım cevap “ Dr. Ömürle program yaptın. O nedenle tedbirli davranıyorum.” Şeklinde olmuş ve beni de şok etmişti.

Sağlık çalışanları işte böyle bir psikoloji içersinde çalışmalarını yürüttüler.

Sağlık çalışanlarının  temizlikçisinden  il müdürüne kadar hepsi büyük sorunlar yaşadı. Başta il müdürü Dr Ömür, başhekimi Prof Dr.Selahattin Vural olmak üzere bütün yöneticiler, çalışan personelin yaşadığı stresin yansıması ile vatandaşların isteklerinin karşılama çabası nedeniyle epey yıprandılar.

Bir kez daha soralım, hangimiz bu kadar sıkıntıyı bir iltifat ya da biraz daha fazla maaş için yapabilir? Sanırım ben yaparım diyen çıkmaz.

Ama bu böyle olmasına karşın  sağlık personelini takdir etmememiz gerektiği anlamına gelmiyor . Bu kapsamda Valimiz sayın Osman Hacıbektaşoğlunun Ramazan ayında son iftarı sağlık çalışanlarına vermesini çok anlamlı buluyor ve hepimiz adına yapılmış bir davet olarak kabul ediyorum.

Bilemiyorum belki de yapmıştır ama Valimiz sayın Hacıbektaşoğlunun bu mücadele de görev alan bütün sağlık personelini birer takdirname ile taçlandırmasını bekliyorum.

Özetle bütün sağlık personeline çok şeyler borçluyuz.Sağ olsunlar var olsunlar…

Editör: TE Bilisim